Teknolojinin su hali denizlerde yerini alıyor. Havada, karada tüm maharetlerini ortaya çıkaran araştırmacılar, denizi gördüğünden bu yana parçalarını sıvamaya başladı. Denizler seyir terası manzarası dışında ciddi bir kalkınma alanı oldu.
Seyahat, ulaşım, taşıma ve lojistik vs. özellikle insana hizmet için birçok pragmatik yönüyle bizlere kıyılarını sunuyor. Öyle kışın dönemlerde denizlere, kıyılarına ve içindeki hayatlara olan saygın bir düşünce haline bürünen insanoğlu, çevre kirliliği için anlamlı farkındalık hareketleri gösterdi. Bu konuda çokça sosyal sorumluluk projeleri yer aldı. Bizler denizleri öylece kullanırken (şu günlerde deniz suyunu içme suyuna dönüştürmek için çalışmalar başladı bile) içindeki ayrı bir dünya pek mühim olmamıştı su yüzeyindeyken. Artık yeniçağın son halinde su üzerindeki değil sualtındaki dünyalar merak konusu. Suların bize bakan yüzü dışında içinde yüzen veya yüzmeyen milyarlarca parça var bir bütünü oluşturan. Önemi daha da artan sualtı ve ona dair birçok proje ve çalışma var. Sualtı teknolojisi üzerine bir bölüm dahi var. Eğitim içeriği deniz kimyası, deniz biyolojisi, dalış ve hiperbarik sistemler vb. derslere yer veriliyor. Bir yönüyle dünyada sualtı mimarisi de ilgi çeken bir konu. Hatta sualtında sanatsal faaliyetler bile tüm estetiği ile bizlere görsel bir şölen sunuyor. Sualtı arkeolojisi üzerine değerli parçaların sergilenmesi dışında bir de suyun içinde direkt müze ve eserler yapıldı tarihte. Sanatçılar ya bir heykel ya da mimari bir yapı ile eserlerini inşa ediyorlar denizlerin en derinlerinde. Kendini sulara bırakmayı seven insanlarda huzuru sırtladığı ekipmanlarıyla bir ziyafet gerçekleştirebiliyor. Kimi kendini fark etmeye gidiyor, kimi bir yeni bir keşfe çıkıyor. Çünkü deniz tam bir derya… Denizler her zaman kendisine hayran bırakmıştır onu izleyenleri. İçi başka kendi bambaşka büyüler zira. Sadece bakmak bile kayıtsızca kıyısız yapar insanı. Tüm serilmişliği ile yayılır yere rahattır ve rahatlatır. Bu büyük su kütlesine herkes aynı yerden, aynı şeye bakarsa da herkesin gördüğü başkadır. Bu yüzden bir yudum deniz seyrinden sonra biri şiir yazar, biri şarkı söyler ve birileri ‘acaba’ soruları ile bilime renk katar. Bilime renk katan bu insanlar deniz teknolojisi içinde mutlaka bir şeyler düşünüyor. Merkezi Antalya’da bulunan Maden Robotiks Kaş’ta henüz yapmış olduğu çekim ile deniz robotların bizlere tanıttı.
Sualtına inmek için fazlaca teknolojik araç günümüze kadar yapıldı. Bu yeni yapımın farkı insansız olması ve en güzeli insana hizmet etmek için çalışması. Sahiden de bizzati insana hizmet için varlar. Belki kahraman robot onlar. Kullanım alanı olarak Deniz, Sahil Güvenlik ve Jandarma komutanlıklarının görevlerine dair utilitarizm bir destek sağlamak için tasarlandılar. 2011’den beri çalışmalarını sürdüren Maren Robotiks bu robotu arama kurtarma faaliyetlerine 300 metreye görüş alanı olmayan 100-150 metreye kadar dalarak, robot kolu ile bir arama kurtarma ekibi üyesinden daha hızlı ve aktif bir şekilde ulaşabiliyor.
Bu post hakkında yorum yap